Hiçbir istisna olmaksizin koltuk sahipleri ayağa kalkmış ellerini parçalarcasına alkışlıyor, verdikleri paranın karşılığını almanın huzuru ile kaptanı geride kalan 67 dakikada izleyemeyecek olmanın kaygısı arasında gidip gelirken stadyum anonscusunun Belözoğlu nidasına Emreeeee diye ekleme yapıyordu.
Muhtemelen daha sekiz yaşında iken Samatya sahilindeki maçlarda attığı eski zaman gollerinden aldığı zevkin benzerini yaşamıştı. Olgunluğun zirvesine adım adım tırmanırken özel bir şilt kazanacağı güzellikte oynuyordu. Karşılarken savunmanın önünde, ortadayken kanatlara açtığı uzun boylu isabetli pasları ve öne gittiğinde tüm mekanizmayı çalıştıran yere basan teknik ayağıyla çok iyi başlamış ne varki resital ancak normal sürenin dörtte birinde kesilivermişti. Daha iki dakika geçmeden Bursa’yı öne geçiren Batalla’nın Sestak’a arttırdığı gol pasının nefaseti üzerine oyuna tadına doyulmaz bir sos katmıştı.
Bazen bir futbol maçına hafızanıza kazıyıp hiç unutmayacağınız bir resim aramaya gidersiniz. Dün gece Emre 22 dakikalık oyunuyla o muhteşem resmin kahramanı oldu. Oyundan çıkarken bile orta çizginin dibinden attığı uzun, zamanlama zekası içeren yetenek topuyla neredeyse Kuyt’ a tribünleri çıldırtacak golü bile attırabilirdi.
Emre’den sonra bir başka futbol vardı. Orta alanda sıkıştı pozisyon bulma sorunlarıyla yüzleşmeye başladı oyun. Boyu kısalan oyunun içinden Kuyt gayretiyle, Sow gol çıkarabilirdi ama Carson, Meirelles’ten yiyeceği ikinci gole kadar kalesini kapatmıştı.
Bu sezonun 50’nci maçına doğru gidiyor Fenerbahçe. Üç kupada birden yollarına devam ediyorlar ve herşey yolunda gibi.
Çünkü Fenerbahçe yorgunluk cümlesini ya da yorgunluk bahanesini literatürden çıkardı. Rotasyon sağlıklı işliyor, işlemediği yerde iç destekle aksaklık gideriliyor. Hiç bir maçı bir sonrasının provası olarak görmeden bildikleri ve kurguladıkları oyunu oynuyorlar.
Bursaspor karşısında da Emre’den sonra bocalasalar da dönmeyi başarıya önemli bir galibiyet aldılar.
Kuyt maçın en iyi adamlarından birisiydi. Mehmet Topuz’un Gökhan Gönül klasmanında oynamadığı gecenin o kanadı tek başına kotaran adamı oldu.
Meireles, Emre’nin oyunda olduğu bölümlerde onsuz bölümlere oranla daha iyi oynuyor ve sorumluluğu paylaşmanın rahatlığını yaşıyor.
İlk yarıda Semih, Webo’nun eksikliğini çok hissettirmişti. Üç top kaybı yaptı üçü de Bursa tehlikesine dönüşme potansiyeli taşıyordu.
Kocaman sezonun ikinci yarısının başında belirlenen oyun sisteminden ödün vermemiş, Semih sahaya bu amaçla sürülmüştü.
65’te Caner, Semih’in yerine oyuna girerken uzun bir süre sonra Sow önde yalnız kaldı. Sow, son 7 haftanın en iyi adamıydı. Dün o durdu ama Fenerbahçe genelde yüksek kaldığından sorun yaşanmadı. İkinci yarıda Sow bir kez daha Carson’a takılmasa daha farklı bir galibiyet gelebilirdi.
Kuyt’un golü günün iyi işleyen sağ kanadının çabası ama Hollandalı’nın dar açıdan bu kez direği es geçen ağlara yapışan enfes vuruşuyla oyunu taçlandırdı.
Bursa eksiklerini çok hissetti. Kenardan sonucu değiştirecek hamle şansı kısıtlıydı. Hikmet Karaman, tüm kozlarını sahaya sürdü ama karşısında kendine olan güvenini zirveye taşımış, güçlü, teknik ve istekli bir rakip bulunca oyuna ortak olamadı. Fenerbahçe müthiş bir sezon yaşıyor, ikinci yarıda kurulan bu sistemin genetiğiyle oynanmazsa üç kupa da hayal olmaz..
Bursaspor ise ligi Avrupa biletiyle kapayacak kadar kaliteli ama forvet hakkındaki eksikliğiyle sıkıntılı bir takım. Pinto’yu geri getirecek bir formüle ihtiyaçları var.
Son söz gecenin notalarını 22 dakikada yazan Emre, resitali veren Fenerbahçe oldu..
Okay Karacan – Zaman