Bu da Schalke destanı

AhmetCakir

Doğrusunu isterseniz Galatasaray’ı yakından izleyenler seremonide bütün oyuncuların ellerini yüreklerinin üzerine koymalarının ayrı bir anlamı olduğunu farketmişti. Ancak sadece yürek isteneni elde etmek için yeterli değildi, bunun yanına biraz da beceri eklemek gerekiyordu. O konuda maçın başında biraz sorun yaşandı, sonra işler düzeldi. Hele son saniyelerdeki galibiyet golü dünyalara değerdi…

Hamit’in bu golü günün birinde atacağını hepimiz biliyorduk; nasip dün geceye imiş… Üstelik o dakikaya kadar hem kaçırılan bir yığın fırsat hem de kalemizde gördüğümüz gol nedeniyle umutlar kırılmaya başlamıştı bile. Özellikle ilk 15 dakikada bulduğumuz pozisyonlar 90 dakikalık bir maç boyunca bile ele geçmeyecek kadar çok ve önemliydi.

Tam zamanında gelen gol Schalke’yi sendeletti. Ardından bu kez pozisyon yokken maçın yıldızlarından Riera’nın çabasıyla kazanılan topu Burak altın etti. Devler ligi golcüsü önce gücüyle rakibini ezip ardından akıllıca dokunuşuyla ‘bu iş bu kadar’ dedi.

Yazı karşılamaya hazırlanan memleketten gelip burada karlar altında kalışımız sahaya yansımayan bir durumdu. Veltins Arena’nın üstünün kapanabilmesi bu olanağı veriyordu. Maç öncesinde anlatmaya çalıştığımız gibi tribünde bir denge kurmak sözkonusu bile olamazdı, evsahibinin bu konudaki üstünlüğü mutlaktı. Yine de sadece Almanya’daki değil Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden gelen Cim Bom tutkunları takımlarını pek yalnız bırakmadı.

İkinci yarının başındaki Schalke fırtınası beklenen bir durumdu. Sarı Kırmızılı takım bu bölümde iyi direndi demeye hazırlanırken korkulan oldu ve topu bir kez daha ağlarımızda gördük. Oysa bu arada biraz şanslıydık da, saniyeler önce golü direk önlemişti ama Muslera’nın devre dışı kaldığı karambolde Uchida’nın akıllı pası, Bastos’a kolay bir gol olanağı verdi.

Hamit ve Sneijder’in yorulmaları ortaalanda top tutmamızı olanaksız hale getirince Schalke tek kale oynamayı sürdürmekte zorlanmadı. Bu bölümde oyuncu değişikliği gerekiyordu ama pek parlak bir seçenek de yok gibiydi. İlk hamle Sneijder-Amrabat değişikliğiyle oldu ve biraz soluklandık. Evsahibinin biraz dinlendikten sonra yaptığı baskınlarda ise Muslera müthişti. Böylece yürekler ağızlarımızda oyunun son bölümüne geldik. Semih’in sakatlanıp çıkmasıyla endişelerimiz biraz daha arttı.

Açıkçası rakibin mutlaka bulması gereken gol için riskleri göze alışını değerlendirecek durumda değildik hatta düpedüz ‘Çanakkale geçilmez’ düzeni içindeydik ama bir o kadar büyük bir çabanın ödülünü alabilmek için ne gerekiyorsa yapacaktık. Hayır hayır, onlar golü buldu bulacak derken bunu biz yaptık ve bir Avrupa destanı daha yazdık. Evet, bunun lamı cimi yok, Cim Bom bir kez daha bayrağını Avrupa’nın doruklarına dikti, hem de hiç tartışılmayacak bir şekilde…

Ahmet Çakır / Zaman

Kategoriler: FutbolŞampiyonlar Ligi

Etiketler: