Eboue’nin aldığı risk

UgurMeleke

Aykut Kocaman, geçen yılın ilk TT Arena ziyaretinde 4-3-3’ün santrfor pozisyonunda Alex’i ilk kez denemiş, o testin bedelini 3-1’lik mağlubiyetle ödemişti. Bu yılın ilk yarısında Aybaba, Kadıköy deplasmanında sol bekte Escude’yi ilk kez denedi, orada da sonuç hezimet oldu. Bir derbide Amerika’yı ilk kez keşfetme sırası bu kez Terim’deydi(!): Tamam Elmander çok yürekli, Elmander harika bir takım oyuncusu. Ama Elmander fiziksel olarak yüzde yüz değilse çok eksiliyor, sıradan bir adama dönüşüyor. Terim, fiziksel olarak hazır olmayan Elmander’i, Sneijder’ın pozisyonunda ilk kez Kadıköy’de denemeye kalkınca o da ağır bir bedel ödedi: Kadıköy’de Galatasaray dikey pas trafiğinde aksadı, oyunun kontrolünü Fenerbahçe’ye verdi ve bedelini ilk 45’te 2-1’lik yenilgi ile ödedi…

46’da kalkacak tabelada Elmander’in numarasının yazacağını aşağı yukarı herkes tahmin ediyordu, ama yerine giren adamın Amrabat olması, bence Galatasaray teknik ekibinin ikinci hatası. Birincisi, istediği skoru yakalayan Fenerbahçe’nin, Amrabat’ın istediği derin boşlukları bırakmasını beklemek bence hayalcilik. İkincisi de, Galatasaray’ın sorunu zaten hücumda süratlenmek değil, birinci-ikinci ve ikinci-üçüncü bölgeler arası pas trafiğini akıcı hale getirememekti. Bunu da bir kenar hücumcusu değil, ancak orta sahaya yapılacak bir yetenek takviyesi çözebilirdi. Emre sakat, Engin evde olduklarına göre kulübedeki çare Yekta olabilir gibiydi sanki.

Tabii Galatasaray’ın orta sahada bu denli aksamasında Fenerbahçe’nin yürekli merkez oyuncularının hakkını teslim etmek gerek. Mehmet, Emre ve Raul (hocalarının maçın başında kullandığı tabirle) yürek ve fizik olarak yüzde yüzlerini sahaya koydular; şampiyon Galatasaray’ın son haftalarda büyük çıkış yapan Hamit-Melo-Selçuk üçlüsünü de etkisiz hale getirdiler.

Son tebrikse gecenin yıldızına, şovu çalan adama: Webo’ya. Geldiği günden beri Kuyt’ı, Sow’u, tüm takımı bir kademe ileri çekti. Belki çok gösterişli değil, ama çok faydalı. Dünkü üç puanın kazanılmasında onun çabası başroldeydi. Evet, ikinci golde Eboue’yi ittiği net olarak gözüküyor, ama sanırım Fatih Terim tribünde şunu düşünmeden edememiştir: Orada Fildişili yıldızın ayakta kalma ihtimali yok muydu? Orada düşerek faulü kazanmayı denemek, almaya değer bir risk miydi? Eboue’nin Gençlerbirliği maçında aldığı bir benzer risk üç puana mâl olmuştu üstelik… Umarım aynı şeyleri kendini televizyondan izleyince Eboue de düşünmüştür.

Uğur Meleke / Milliyet

Kategoriler: FutbolTürkiye

Etiketler: