Eto’o’nun röportaj verdiği andaki tavrı golcülüğüne benziyor; hızlı, net, kesin, tam hedefine giden yanıtlar… Yani “Bir santrfor saniyelerin kıymetini bilmeli” diyen bir yıldızdan tam da beklendiği gibi! “İhtiyar adam” konuşuyor…
Antalyaspor’un dünya yıldızı golcüsü Samuel Eto’o, Four Four Two Dergisi’ne özel röportaj verdi. 3 büyük takımda olsa daha fazla gol atacağını iddia eden Kamerunlu yıldız, Süper Lig’i fiziksel bakımdan İngiltere Premier Lig’e benzetti. Türk yemeklerini çok sevdiğini söyleyen başarılı futbolcu hergün kebap yediğini sözlerine ekledi.
İşte Samuel Eto’nun röportajı:
Türkiye’ye geldiğinden beri kültürle ilgili nasıl izlenimlerin var?
Başından beri beni en çok yemek kültürünüz ilgilendiriyor. Onların içinde de en çok kebaplar! Neredeyse her gün yiyorum. Baklava da özel bir şey, bayılıyorum. Künefenin sürprizini sevdim, tatlının içinden peynir çıkmasını beklemezdim.
Süper Lig’deki oyun anlayışında umduğun şeyleri mi buldun? Savunma anlayışı nasıl? Savunmacıları nasıl buluyorsun?
Fiziksel güce dayandığı için bana Premier Lig’i anımsatıyor. Türkiye’de de çok dayanıklı olmanız, sahayı baştanbaşa koşmanız, darbelere karşı dirençli olmanız gerekiyor. Süper Lig’deki savunma oyuncuları çok sert.
Canın yandığında sinirleniyor musun?
Sakin kalmaya çalışıyorum çünkü onlar da işlerini yapıyor. Bazen abarttıkları oluyor tabii. (Bu sırada pantolonunu sıyırıp sağ bacağındaki derin yarığı gösteriyor. Ayak bileği mosmor!)
Hangi stoperlerin izleri bunlar?
Kimin yaptığı önemli değil. Ben takımıma yardımcı olabilmek adına çözümler üretmeye çalıştığım için onların da kendi takımları adına aradıkları çözümlere saygı duymak zorundayım.
* * *
BÖYLE BONUS GÖRÜLMEDİ!
1.000 TL İLK ÜYELİK BONUSU SENİ BEKLİYOR!
Tıkla, kayıt ol, bonusu kap!
* * *
16 yaşında Real Madrid’de sıranın gelmesini beklerken önünde kimler vardı? Sana şans vermeden kiralık göndermeyi seçtikleri için mi onlara kızgındın?
Raul, Morientes, Suker, Anelka… Yeterli mi? Önümde dünyanın en iyileri vardı. Yine de oynayabileceğimi düşünüyordum. Hâlâ aynı fikirdeyim. Bana bir şans vermeleri gerekirdi ama vermediler. Ben de işimi yapmaya devam ettim. Özellikle yaptığım bir şey yoktu.
İşin artık bir de teknik direktörlük tarafı var. Duyduğumuza göre idmanları sıklaştırmışsın…
İdman sayısını artırmam daha önce yeterince antrenman yapmadığımız anlamına gelmiyor. Yusuf hoca benim çok yakın arkadaşım. Görevinden ayrılmaması için çok ısrar ettim ama olmadı.
Nasıl bir takım yaratmak istiyorsun?
Ben sadece çalışma planları yapıyorum, geriye kalan her şeyi takım arkadaşlarım yapıyor. Kafamdakileri en iyi şekilde yerine getiriyorlar. En çok istediğim onların büyük düşünmeleri, kendilerine büyük hedefler koymaları ve amaçlarını asla unutmamaları.
Nasıl bir antrenman tekniği uyguluyorsun? Nasıl bir oyun anlayışı oturtmaya çalışıyorsun?
Benim futbol felsefem iyi oynayarak kazanmak. Sadece kazanmış olmakla tatmin olamam. Bizi izleyenlerden ziyade kendimiz zevk alacağız; sahaya oyun oynamak, eğlenmek için çıkacağız. Rakiplerimizin oyun sistemlerini çözebilmek için maçlarını tekrar tekrar izliyorum. Sonunda Barcelona’daki oyun anlayışına sahip olabilmemiz için bunlar gerekli.
Senin için yapılan, “Anadolu takımları diğer Anadolu takımlarına karşı açık oynuyor, İstanbul kulüplerinde olsa bu kadar gol atamaz” eleştirisini nasıl değerlendiriyorsun?
Zor ve önemli olan Anadolu kulüplerinde oynayıp gol atmaktır. Fenerbahçe, Beşiktaş ya da Galatasaray’ın oyuncusu olsaydım biliyorum ki bu attığımın üç katını atmış olacaktım. Takım arkadaşlarıma haksızlık yapmak istemem, ellerinden geleni yapmaya çalışıyorlar ama gerçek bu.
Roger Milla, belgeselinde “Artık Eto’o var, gözüm arkada kalmayacak” demişti. Drogba ve Milla ile birlikte Afrika Kıtası’nın en önemli üç futbolcusundan biri olmak sana ne hissettiriyor? Kim hangi özellikleriyle öne çıkıyor?
Roger Milla, Afrika Kıtası’nı uzun bir süre tek başına taşıdı. Benim de idolümdü. Ondan sonra ben geldim ve ben de kendi tarihimi yazdım.
Drogba bunun neresinde? O da sizinle birlikte en iyilerden biri sayılıyor…
Kim gösteriyor? Görme engelliler mi? Şakaydı! Drogba’yı çok seviyorum, iyi arkadaşım. Afrika yararına yapılan birçok projede birlikte çalıştık.
Messi’nin toy zamanlarıyla ilgili neler hatırlıyorsun?
O zaman da dünyanın en iyisiydi ama dünyanın henüz bundan haberi yoktu. Patrick Vieira’yla yaptığım bir telefon görüşmesini hatırlıyorum. Barcelona ile Juventus karşılaşacaktı. Ona “Bizim takımda bir futbolcu var, önümüzdeki 25 yıl boyunca dünyanın en iyi gollerini atacak” dedim. Dünyanın en iyi futbolcularından biri olacağını da söylemiştim. Bana “Kim?” diye sordu, “Messi” dedim. “Ona öyle bir tekme atacağım ki bir daha kendine gelemeyecek!” dedi. Şakaydı tabii ki! Öyle bir şey yapmadı. Messi ona maçta karşılaştıkları ilk pozisyonda bir bacak arası attı. Vieira’yla göz göze geldik ve güldüm.
Biraz Jose Mourinho’dan bahsetsem moralin bozulur mu?
Bozulmaz. İstediğini sorabilirsin.
Senin için “Elimde forvet yok. Eto’o’ya sahibiz ama o da 32 yaşında. Gerçi 35 yaşında da olabilir” dedikten sonra gol sevinçlerinde ihtiyar biri gibi davranmıştın. Ona kırılmadın mı? Neden yaşınla ilgili böyle bir şey söylemişti?
Olabilir, 50 yaşımdayım ama hâlâ gol atıyorum!
Görüşmeye devam ediyor musunuz?
Jose benim arkadaşım. Her zaman da öyle olacak. Hepimizin yanıldığı zamanlar oluyor, bunlara takılıp arkadaşlıkları harcamak doğru olmaz. İyi bir insan olduğunu bildiğim için alınmıyorum. Ben de gol sevinçlerimle cevabını verdim. Yaşlıyım ama gençlerden daha çok gol atıyorum!
Pep Guardiola desem?
Benim için dünyanın en iyi hocası! En iyi futbol felsefesine sahip antrenör o.
Ibrahimovic’le takasında Barcelona seni Inter’e verip üzerine de 40 milyon avro verdi. Kendini değersiz hissetmiş olmalısın… Inter’le Şampiyonlar Ligi şampiyonu olmanızda bu duygunun payı ne kadardı?
Benim için değişen bir şey olmadı çünkü bütün futbolculardan daha fazla kazanıyordum. Kulüpler paralarını akılsızca harcamak istiyorlarsa bu onların problemi!
Inter’de şampiyonluklar yaşarken yanında Türkiye’den bir arkadaşın vardı. Wesley Sneijder nasıl bir takım arkadaşıydı?
Wesley çok çok iyi bir çocuk, büyük bir oyuncu. Bana çok gol attırdı. Ondan aldığım pasları çok iyi değerlendirdim. Türkiye’de yeniden görüşebiliyor olmamızdan mutluyum. Onu gördüğümde Inter’de yaşadığımız güzel günleri hatırlıyorum.